Kahramanmaraş’ın köklü el sanatlarından bakırcılıkta, adından sıkça söz ettiren genç bir isim var: Beyza Kişi. Onikişubat ilçesinde faaliyet gösteren Beyza Kişi, yalnızca şehrin tek kadın bakır ustası olmakla kalmıyor, aynı zamanda 6 Şubat depremlerinin ardından unutulmaya yüz tutmuş geleneksel bakır ürünlerini yeniden canlandırarak hem kendi sanatını hem de şehrinin kültürel mirasını tanıtmayı hedefliyor.
Babasının İzinde, Çekicin Sesiyle Gelen Huzur
Beyza Kişi, mesleğini 70 yaşındaki babasından devralmanın gururunu yaşıyor. Babasının 55 yıl önce ara verdiği balıklı hamam tası ve boncuklu 41 tas gibi özel ürünleri, genç usta yeniden gün ışığına çıkarıyor. Kişi, elindeki çekiçle bakıra şekil verirken hissettiği duyguları şu sözlerle dile getiriyor: “Çekiç sesi bana büyük bir zevk veriyor. Elinde çekiçle beni görenler ise genellikle çok şaşırıyorlar.” Bu durum, geleneksel olarak erkeklerin domine ettiği bir alanda bir kadının varlığının hala ne kadar dikkat çekici olduğunu gösteriyor.
Genç usta, sadece geleneksel ürünleri yeniden üretmekle kalmıyor, aynı zamanda gördüğü birçok şeyi kendi mağazasında modelleyerek ve üreterek satışa sunuyor. Bu yaratıcı yaklaşım, hem geleneksel bakırcılığı modern tasarımlarla birleştirmesine hem de ürün yelpazesini genişletmesine olanak tanıyor. Kişi’nin hedefi, Kahramanmaraş’ın kültürel zenginliğini bu eşsiz el sanatıyla tüm Türkiye’ye ve dünyaya duyurmak.
Deprem Sonrası Yeni Bir Başlangıç ve İlham Veren Hikaye
Beyza Kişi’nin bakırcılık mesleğine adım atmasında 6 Şubat depremlerinin ve kişisel yaşamındaki bazı zorlukların büyük etkisi olmuş. “Bu işe başlama sebeplerimden biri maalesef ki 6 Şubat depremiydi. Diğer sebep ise evladıma bakan kimse olmadığı için bu işe başladım,” diyen Kişi, bu zorlu süreçte bir çekiç sesinin kendisine huzur verdiğini ve bakırın işlenişinin ona iyi geldiğini fark etmiş. Bu keşif, onun için sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir terapi ve yeni bir başlangıç kapısı olmuş.
Beyza Kişi’nin bakır atölyesinde çalıştığını görenler, özellikle de erkekler, ilk başta büyük bir şaşkınlık yaşıyor. “Nasıl yapıyorsun, biz de bakabilir miyiz, görebilir miyiz diyorlar. İlk başta inanmıyorlar ama ben yaptığımı gösterince, tebrik edip, gerçekten yapıyormuşsun deyip şaşırıyorlar,” ifadeleri, Kişi’nin azmini ve yeteneğini kanıtlamasının ne kadar etkileyici olduğunu ortaya koyuyor.
Bakırın Saflığı ve Kadın Girişimcilerin Desteği
Beyza Kişi, ürünlerinde en ufak parçadan en büyüğüne kadar sadece saf bakır kullandığını belirtiyor. Bakırın doğası gereği katkı maddesi içermemesi, ürünlerinin kalitesini ve saflığını garantiliyor. Balıklı hamam tasını ortalama üç günde tamamladığını söyleyen Kişi, boncuklu hamam tasları için malzeme temin edildiğinde daha hızlı, hatta hemen yapabildiğini, çünkü elinin bu hıza alıştığını ifade ediyor. Bu da onun mesleki becerisinin ve pratikliğinin bir göstergesi.
Beyza Kişi’nin bu özel girişimi, diğer kadın girişimciler ve ev hanımları tarafından da büyük destek görüyor. “Kadınlar ise bize de öğretebilir misin, biz de yapabilir miyiz, seninle neler yapabiliriz, neler katabiliriz diyen birçok kadın girişimci ve ev hanımı bana destek olmaya çalışıyorlar,” diyen Kişi, bu farkındalığı daha fazla kişiye ulaştırmayı ve kadınların el sanatlarına olan ilgisini artırmayı hedefliyor. Onun hikayesi, hem azmin hem de geleneksel zanaatların yeni nesiller tarafından nasıl yaşatılabileceğinin ilham verici bir örneğini sunuyor.
Sizce Beyza Kişi gibi geleneksel zanaatları sürdüren kadın ustaların sayısı nasıl artırılabilir?